Bilmemiz Gereken Erken Dönem Otoimmün Hastalık Belirtileri

Otoimmün hastalıklar, vücudun bağışıklık sisteminin kendi doku ve organlarına saldırdığı hastalıklardır. Bir takım nedenlerden ötürü bağışıklık sistemi, bizden olan dokuyu yabancı ve potansiyel zararlı olarak algılar. Her ne kadar bağırsak geçirgenliği ile başladığına dair fikir birliği henüz oluşmadıysa da titizlikle yapılan çalışmalar aslında her otoimmün hastalığın altında bağırsak geçirgenliğinin yattığını göstermektedir.

​Otoimmün hastalık belirtileri başlasa da bir tanı konması için ortalama 5 yıl geçmesi gerekebilir. Bu süreçte belirtiler gitgide artar ve nihayetinde bir noktada tanı konur. Peki, önceden bu belirtilerden yola çıkarak otoimmün hastalık oluşmasının önüne geçebilir miyiz?

 

 

Ortak otoimmün hastalık belirtileri:

  • Baş ağrıları (sürekli)

  • Kaygı –anksiyete

  • Bilinç bulanıklığı

  • Dikkat eksikliği

  • Ciltte kaşıntılı döküntüler, kırmızı cilt

  • Egzama

  • Alerjiler

  • Astım

  • Ağız kuruluğu

  • Sık soğuk algınlığı

  • Tiroit bezi veya hormonu ile ilgili sorunlar

  • Aşırı yorgunluk veya hiperaktiflik

  • Kilo alımı veya kaybı

  • Sürekli halsiz ve keyifsiz hissetmek

  • Vücudun bazı bölgelerinde şişme ve ağrılar

  • Bağırsaklar ve karın bölgesinde ağrı, şişkinlik vb sorunlar

  • Gaz sorunları

  • Sık ishal veya sık kabızlık

 

 

Yukarıda belirttiklerim, belirtilerin tamamı olmayabilir. Bu belirtiler klinisyenlerin ve bir klinisyen olarak benim karşılaştığım ortak belirtilerdir.

Türkiye’de de dünyada da hastalıklar maalesef yükselmekte ve bu durumla mücadelede acil olarak bir şeylerin yapılması önem kazanmakta. Bireyler olarak bizler de kendi yaşamımıza özen göstererek kendimizi koruyabiliriz. Peki, neler yapabiliriz? Önce bilmemiz gereken bir kavram var: Bağırsak Geçirgenliği

Bağırsak Geçirgenliği

 

Saygın bilimsel dergilerde yayınlanan verilere göre bağırsak geçirgenliği, romatoid artrit, multipl skleroz, fibromiyalji, tiroit problemleri, sindirim ve bağırsak sorunları, otizm, depresyon, alerji, egzama, sedef, metabolik sendrom, diyabet vb hastalıkların altında yatan bir etmendir. Gitgide daha fazla bilim insanı ve klinisyen otoimmün hastalıkların altında bağırsaklardaki sorunların yattığından emin olmaktadır. Hatta hastanın direk bağırsağının onarılması için yapılan bilinçli beslenme müdahalesinin hastayı rahatlattığı ve birçok belirtiyi kısa süre içinde azalttığı gözlemlenebilir. Bağırsak geçirgenliğinden şüpheleniyorsanız ilk olarak buğdayı tamamıyla hayatınızdan çıkarmayla başlamanız yerinde olacaktır. Eğer “bulgur, makarna, ekmek, kek, pasta, börek, çörek, poğaça, bisküvi, kraker vb hayatımdan çıkarsam yiyecek bir şey kalmaz ki” diyorsanız, çok yüksek ihtimalle kötü ve yetersiz besleniyorsunuzdur. Bu da bağırsak geçirgenliğine ek bir neden olmakla birlikte kronik hastalıklara da davet çıkaran ek bir faktör olmaktadır.

 

 

Fiziksel Aktivite

 

Hangisi daha etkili? “spor yapmak sağlığa yararlıdır” veya “spor yapmamak sağlığa zararlıdır”. Ben ikincisini tercih ediyorum. Çünkü spor yapmamak kimi bilim insanlarına göre sigara içmek kadar zararlıdır. Unutmayın eski insanların, sadece bundan 50 yıl öncesindekilerin bile, fiziksel aktivite seviyeleri bizimkinden çok daha yüksekti. Kronik hastalıkların bugün artmasının altında yatan nedenlerden biri de bu olamaz mı?

Bu başlığın altında beslenme ve meditasyon da işlenmeli ancak yazının çok uzamaması için bu yazıda bu konulara değinmeyeceğim. Diğer birçok yazımda zaten bu iki konu ile ilgili bilgileri bulabilirsiniz.

 

Unutmayın: Kronik hastalıklar genetik değil, kaderimiz değil. Önlemek de etkilerini azaltmak da elimizde. Güçlü bir kararın elinden hiçbir şey kurtulamaz.